VASİYETİ
“Ben size, gizli ve aleni, Allah’dan korkmanızı,
az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi,
günahlardan çekinmenizi,
oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi,
daima şehvetten kaçınmanızı,
halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı avam ve
sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı,
kerem sahibi olan salih kimselerle
beraber olmanızı vasiyet ederim.
Hayırlısı, insanlara faydası dokunandır.
Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır.
Hamd, yalnız tek olan Allah’a mahsustur.
Tevhid ehline selam olsun.”
Mevlana, oğluna der ki:
"Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!
Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma!
Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen
Fena söyleyici!
Fena öğretici!
Fena düşünceli olma!
Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun. İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan,
daima üzüntü içinde olursun.
İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.
Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi, çiçeklenir,
gül ve fesleğenlerle dolar.
Düşmanları andığın vakit, için,
dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır,
içine pejmürdelik gelir.
Bütün peygamberler ve veliler, böyle yaptılar, içlerindeki karakteri dışarı vurdular.
Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu,
hepsi gönül hoşluğu ile onların
ümmeti ve müridi oldular."
Mevlana oğluna der ki:
Bahaeddin!
Düşmanını sevmek,
düşmanının da seni sevmesini istersen,
kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle,
o düşman senin dostun olur;
Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi,
dilden de gönüle yol vardır.